Birleşik Krallık’ta önceki gün yapılan genel seçimin sonuçları şaşırtmadı. İşçi Partisi’nin büyük bir zafer kazanacağı tahmin ediliyordu çünkü muhafazakar Başbakan Rishi Sunak’ın erken genel seçim çağrısı yapmasından önce bir yıldan uzun bir süre boyunca anketlerde çift haneli bir farkla öndeydi. Bu fark altı haftalık kampanya boyunca neredeyse hiç azalmadı. Savcılıktan politikacıya dönüşen İşçi Partisi lideri Keir Starmer büyük zaferin ardından ülkenin 58. Başbakanı oldu.
İngiltere siyaseti son yıllar hayli ilginç bir manzara sergilemişti. Bir yıl içinde üç başbakan eskiten, mali, siyasi çalkantılar içinde çırpınan bir siyaset. Liz Truss, Boris Johnson gibi başbakanların halkın güvenini yitirdiği, İngiliz ekonomisinin çöktüğü bir dönem yaşadı ülke. Seçmen nihayet kararını verdi, on dört yıllık Muhafazakar Parti iktidarını sona erdirdi.
Katılım oranının 2019’dakine kıyasla ülke genelinde düşerek yüzde 60 civarında seyrettiği seçimin sonucunda 1945’ten bu yana iktidardan düştüğü sürenin iki katı kadar iktidarda kalan Muhafazakar Parti, yeniden muhalefete düştü. Koltuklarını kaybeden en yüksek profilli Muhafazakarlar arasında eski (kısa ömürlü) Başbakan Truss ile Savunma Bakanı Grant Shapps var. Şimdi Rishi Sunak’ın istifasının ardından, Boris Johnson’un da parti liderliğini bırakıp bırakmayacağı merak ediliyor.
Sonuçlar kesin değil ama İşçi Partisi 650 sandalyeli Avam Kamarası’nda en az 412 sandalye kazanacak. Parlamentoda da en az 174 sandalye ile çoğunluğa sahip olacak. Bu 1997’de Tony Blair döneminde elde edilen rekorun kırılması demek. İşçi Partisi parlamentodaki sandalyelerin yaklaşık üçte ikisini kazanmış olsa da, bunu toplam oy oranının sadece üçte biri ile başarmış olacak. Britanya’nın “ilk turda” seçim sistemi uyarınca partiler, adaylarının en yüksek oyu alması halinde, bu miktarın kullanılan oyların çoğunluğunu oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın sandalye kazanabiliyor.
Muhafazakar Parti ise Avam Kamarası’nda sadece 121 sandalye kazanmakla 200 yıllık tarihindeki en kötü sonucu almış oldu. Muhafazakarların kaybetmesinin bir dizi nedeni var ama en öne çıkanlar arasında çok sayıda parti çalışanın içerden bilgi alarak seçim tarihi üzerine bahis oynadıklarının ortaya çıkması vardı. Bir de göçmen karşıtı Reform UK partisi lideri Nigel Farage’a Muhafazakar Part’’den oy gitmesi de hezimette etkili kuşkusuz. Brexit’in arkasındaki kilit güç, Donald Trump’ın yakın müttefiki Farage, yedi başarısız denemeden sonra parlamentoya girmeyi başardı.
Merkezci Liberal Demokratlar Avam Kamarası’ndaki üçüncü en büyük parti haline geldi. Farage’ın 2021’de önceki siyasi oluşumları Brexit Partisi ile Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin ardılı olarak ortaya çıkan Reform Birleşik Krallık’ı ise en az dört sandalye kazanarak yeni bir parti için rekor sayılacak bir sonuç elde etti. Bu parti Yeşiller ile aynı seviyeye geldi.
İşçi Partisi şimdi vaat ettiklerini yapmak zorunda. Öncelikle çökmekte olan Ulusal Sağlık Hizmetlerini yeniden canlandırması gerekecek. Avupa ülkeleriyle Brexit nedeniyle bozulan ilişkileri yoluna koyup düzeltmeye çalışacak.
Aslında seçim kampanyası boyunca Starmer çok fazla vaatte bulunmadı. Bu da çok fazla yanlış yapmayacağı anlamına geliyor.
Aşırı sağın güçlendiği Avrupa’da, coğrafi olarak da Avrupa sayılmayan adada sol bakalım iktidarda neyi ne kadar başarabilecek.